Skip to content

Atölye Çalışmalarımız

Bu kursta bizlere stres, keder ve acı verip, andan ve Özümüzden uzaklaştıran düşüncelerimizi farkına varıp, yakalayıp 4 soru ve tersine çevirmeleri kullanarak dönüştürmeyi öğreniriz. The Work nedir, nasıl yapılır konusunda bilgi ve deneyim sahibi oluruz. Çok etkin meditasyon ve sorgulama   tekniği olan The Work ile düşüncelerimizin ötesinde kim olduğumuzu farkına varırız.

Yeni başlayan ve her düzeydeki katılımcılara açık olan bu eğitimde, acı veren düşüncelerinize körü körüne inanmadan önce, sorgulayarak, kendinizin öğretmeni ve şifacısı olma yolunda farkındalık geliştiririz.

Yaşantımızın çok basit 4 soru ve tersine Çevirmeler ile dönüşmesi mümkün. Düşüncelerimizin ötesinde kim olduğumuzu deneyimlemek ve kendi kendimizi soktuğumuz zihin hapishanesinden çıkmanın anahtarı olmak isteyen herkes bu kurstan yararlanabilir.

Öz’e ve Özgürlüğe giden yolda beraber olmaya davetlisiniz. Ego bilincini farkına varıp, düşüncelerimizin ötesinde kim olduğumuzu deneyimleyip, kendi gerçeğimizi ve kendimizi keşfedelim. İçimizdeki sevgiyi çıkarıp, sevecen, şefkatli, barışçı ve dost bir dünya yaratalım. O dünya biz olalım.

Bu kurs 6 haftalık, haftada bir kere, 2 saatlik seanslar ile online olarak verilir.

Yaşamımızda kuracağımız ilk temel ilişki kendimiz ile olan ilişkimizdir. Diğer insanlar ise bizim aynamız ve kendimiz ile olan ilişkimizin yansımasıdır. İnsan karşısında kendini ve hikayelerini görür. İşte bu yüzden kendini bilmeyen bir insanın başkasını bilmesi mümkün değildir.

İlk temek ilişki insanın sahte kimliği olan egoyu farkına varıp, Özüne dönmesi ve dünyaya Özünün penceresinden bakması ile başlar. Hakikat ile tartışmak ve olanın olduğundan farklı olmasını istemek ve beklemek acı ve keder verir. Mutluluğumuzu dış dünyaya bağlamak ve onları değiştirmeye çalışmak sonu olmayan, dipsiz bir kuyu gibidir ve bizleri daha da mutsuz eder.

Bu kursta Özümüzden gelmeyen düşünce ve inançlarımızı farkına varacak, sorgular ve dönüştürürüz. Kendimiz başta olmak üzere, ebeveyn, eş, dost, İş arkadaşlarımız, okul çevremiz, toplum, trafik, ekonomi, politika, savaş gibi konular ile ilgili düşüncelerimizi sorgularız. Geçmiş ile olan ilişkimizi ve geçmiş hikayelerimizi geçmişe bırakacak ve affetmenin gücünü deneyimleriz. Hakikatte olanın değil, bizim olana yüklediğimiz mananın üzüntü ve kedere   neden olduğunu keşfedeceğiz. Suçlamayı, suçluluk çekmeyi ve kurban olmayı geride bırakıp, mutluluğumuzun sorumluluğunu alırız.

İlişkiler kursumuz 6 hafta, haftada 2 saatlik seanslar halinde ve ONLİNE verilir.

Bu kursta, The Work Uygulama Talimatları, Kolaylaştırıcı Rehberi, Komşunu Yargıla Çalışma Formu, Üç Çeşit İş, Her Seferinde- Bir -İnanış Formu üzerinden detaylı bir şekilde gidilerek The Work pratik yapılır. Katılımcılar The Work Kolaylaştırıcı kurallarına uyarak Çalışma yaparak, Danışan ve Kolaylaştırıcı rollerinde deneyimlerini derinleştirme olanağı bulurlar.

7 haftalık olan bu kurs, haftada bir kere, 2 saatlik seansla ile ONLINE yapılır.

Bu kursta katılımcılar derinine The Work yapmaya ve ego kimliklerini geride bırakmayı deneyimlemeye başlarlar. Düşüncelerinin ötesinde kim olduklarını, kim olmadıklarını deneyimleyerek farkına varma konusunda tecrübeleri artar.

The Work’ ü, Çalışmayı uygulama talimatları ve Kolaylaştırıcı Rehberine uygun bir şekilde yaptırmada ustalık geliştire bilirsiniz.

Danışan olarak da farkındalıklarında artış olabilir. Dinleme sanatları gelişerek, duygularınızı farkına varıp, düşüncelerini yakalama konusunda farkındalıkları artırabilirsiniz. Stresli düşüncelerine inanıp, onların peşinden giderek kendinizi soktuğunuz kabustan kendiniz uyandırabilirsiniz.

Daha sevecen, şefkatli, hakikat ile tartışmayan, kabul ve tevekkülü olan, mutlu ve huzurlu bir insan yaratabilirsiniz. Geçmişi geçmişte bırakıp, An’ da yaşamaya odaklanabilirsiniz. Yok olduklarını farkına vardıkları An’da Var Olabilirsiniz.

Bu kurs 7 hafta, haftada bir gün, 2 saatlik seanslar ile ONLINE verilir. Bu kursu almadan önce Uygulamalı The Work 1 kursunun alınması gerekmektedir:

7 haftalık olan bu kurs, haftada bir kere, 2 saatlik seansla ile ONLINE yapılır.

Bir düşünceye körü körüne inandığımız zaman başka olasılıklar olma olasılığına kapalı ve katı yaşarız. Tek bildiğimiz ve olacağına inandığımız gerçek bizim inandığımız düşünce olur. Bu olaylar bilinçsiz ve tek düze yaklaşımı yaratır. Sonuç olarak gerçeği olduğu gibi değil üzerine yansıttığımız kendi hikayemizi görürüz. Tersine çevirmeler The Work uygulamasının son evresidir ve hakikati hikayelerimizin ötesinde görmek için yaptığımız sorgulamadır.

Tersine çevirmeler The Work uygulamasının çok önemli bir parçasıdır. Başkaları, kendimiz ve dünya için inandığımız düşüncelerimizin değişik şekiller de sorgulanarak bize en doğru geleni bulmak için yapılır. Gerçeği görebilmek için sorumluluk alıp kurban rolü oynayarak mutluluğumuzun dış kaynaktan olduğuna inandığımız sürece çaresizliğimiz ve acı çekmemiz devem edecektir. Mutluluğunu dış dünyaya bağlayan kişi mutlu olabilmek için dışa bağımlı olur. bu da zihin hapishanesine girmenin en kısa yoludur. Acı ve keder devam eder.

Tersine çevirmeler bizi daha derinden gerçeğe ve Özümüze yakınlaştırır. Tersine Çevirmeleri derinine pratik yaparak onların gücünü deneyimleyeceğiz. Bize acı veren düşünce ve inançlarımızın ötesinde farkındalık yaratarak yeni olasılıklar keşfedeceğiz.

Tüm insanlar mutlu olmak ister ve bu duygu büyük bir olasılıkla dünyada en çok arzu edilen duygudur. Zengin de olsak, başarılı da olsak, dünya nimetlerinin hepsine sahip olsak da en çok arzu ettiğimiz ve deneyimlemek istediğimiz duygudur mutluluk. Servet ve bolluk içinde olmasına rağmen mutlu olmayan pek çok insan vardır. Ancak başarılı, zengin, güzel veya yakışıklı, genç, sevilen, sayılan, takdir edilen, sağlıklı biri olursam mutlu olurum inancı ile yaşayan saymak ile bitmez insan vardır. Mutluluğumuzu dıştan birine veya bir koşula bağladığımız zaman bir dilenci yaşamı deneyimleriz. Bağımlı, eksik ve mutlu olmak için dış dünyaya ihtiyaç duyan bir yaratık oluruz. Özünden, gönlünden, kalbinden, gerçek kendinden uzak.

Bu kurs sizlere, hepimizin hak ettiği, bizleri koşulsuz mutluluğa götürecek farkındalığı deneyimleyip, ışığı içinizde yakalamanızı sağlayabilir. Düşüncelerin ötesinde olan Öz’ümüzde ki koşulsuz mutluluk halimizden uzaklaştıran düşüncelerimizi farkına varıp, sorgulayıp, dönüştürmek için yol açabilir.

Bu kurs 6 hafta olup, 2 saatlik seanslar ile, haftada bir kere ve ONLINE verilir.

Başarıyı herkes farklı tanımlar. Başarı bazı insanlar için para içinde yüzmek veya meşhur olmak, diğerleri için ise derin ve anlamlı ilişkiler ya da kişisel duygu memnuniyeti ve esenlik sahibi olmak olabilir. 

  • Hayatınızda hiç yeterince iyi olmadığınızı hissettiniz mi? Zaman zaman bir başarısızlık anıtı olduğunuzu hissettiniz mi?
  • Başkalarının sizden daha iyi olduğuna inanıyor musunuz? Zaman zaman hiçbir işe yaramadığınızı hissediyor musunuz?
  • Hedeflerinize ulaşmakta zorluk çekiyor musunuz? Koymuş olduğunuz hedefleri ve görevlerinizi erteliyor ya da öteliyor musunuz?
  • Riske girmekte tereddüt gösteriyor musunuz? Kendinizle ilgili şüpheleriniz var mı?
  • Kendinizi başkalarıyla kıyaslıyor ve bu kıyaslama sonucunda kendi kendinize daha az puan veriyor musunuz?
  • “Asla yeterli param olmuyor.”
  • “Harcamamam lazım.”
  • “Para biriktiremiyorum.”
  • “Zengin insanlar daha mutlu.”
  • “Para bütün kötülüklerin anasıdır.”
  • “Her şeyimi kaybedeceğim.”
  • “İhtiyacım olanı elde edebilmek için savaşmam gerek.”
  • “Daha fazla, daha çok çalışmalıyım.”
  • “Ekmek aslanın ağzında.”
  • “Bana daha çok para lazım.”

Eğer bu gibi düşünceler, hayatınızda sıklıkla karşınıza çıkan düşünceler ise, size ayak bağı olan acı dolu başarısızlık ve başarı hikâyelerinizin düğümlerini Byron Katie’nin Çalışması’nda 4 soru ve Tersine Çevirmeler ile hep beraber çözüyoruz.

Başarmak ve başarısız olmak hakkındaki olumsuz fikirlerinize siz inandıkça bu düşünceler kendinize güveninizi, kabiliyetlerinizi, kimliğinizi ve iç huzurunuzu ‘lekelemeye’ başlar ve onların bu negatif etkisi altında başarılı, neşe dolu, mutlu ve sağlıklı bir hayattan koparsınız.

Bu kursumuzda düşündüğünüz her düşünceye inanmadan önce onları sorgulamaya davet ediyor ve bu düşüncelerimiz üzerine Atölye Çalışma’ları yapıyoruz.

‘Ben başarısızım.’ Bu doğru mu? Bunun doğru olduğundan kesinlikle emin olabilir misin? Bu düşünceye inanınca nasıl tepki veriyorsun? Bu hikayen olmasa kim olurdun, hayatını nasıl yaşardın?

Bu Atölye Çalışmamızda Kariyerimiz, statümüz, mesleğimiz, kazancımız, paramız, kendimiz, patronumuz, çalışanlarımız, iş arkadaşlarımız hakkında şikâyetlerimizi kâğıda yazarak ve dört soru ve tersine çevirmeler ile sorguluyoruz.

Bu kurs 6 hafta olup, 2 saatlik seanslar ile, haftada bir kere ve online verilir.

Empati bir kişinin kendisini başka bir kişinin yerine koyarak, kişinin duygularını, isteklerini ve düşüncelerini anlayabilme becerisi ve olaylara onun bakış açısından bakması demektir. Empatisi olan kişi karşısındaki kişinin duygu ve düşüncelerini hisseder.

Açık ve dürüst iletişim, öncelikle karşımızdaki kişiyi olduğu gibi kabul edip, yargılamadan sevebilmek ile başlar.  Karşısındaki kişinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlayan kişi, zihinden gelen yargılardan değil, kalbinden iletişim kurabilir.

Şiddetsiz İletişim bunu dört bileşenin yardımıyla gerçekleşir, gözlem, duygu, ihtiyaç ve rica. Açık ve Dürüst İletişim kursumuzda bu bileşenler üzerine çalışacağız ve bu bileşenleri hayatımıza geçirmek ve farkındalığımızı arttırmak için egzersizler yapıyoruz.

Şiddetsiz iletişim zaten hep bildiğimiz kalbimizdeki şefkati ve katkıda bulunma halini hatırlamamıza yardımcı olur.

Eğer kendiniz ile doyumlu bir ilişki kurmak, halinizi anlamak, sizi şimdiye kadar hayatta tutan düşünce ve inanç kalıpları ile vedalaştıktan sonra hayatı yaşamaya yeni bir anlayış getirmek istiyorsanız sizler bu Atölye Çalışmamıza davetlisiniz.

Bir barış dili olan Şiddetsiz İletişim bizlere empati ve anlayış ile gönlün dilini açar. İnsanları veya kendini olduğu gibi kabul etmeyip, savaşan kızgın zihnin iletişimi olan “bunu niye yaptın, sana kaç kere söyleyeceğim, yapma, etme, bir daha olursa canına olurum, keşke yapmasaydın, böyle konuşma, beni aldatıyorsun, yalan söylüyorsun” gibi suçlama, yargı, emir, tehdit dili ile kurulan iletişim yerine kalpten ve Öz’ümüzden gelen otantik iletişim kuruyoruz.

Gönül kulağı ile dinlemeyi, kalpten gelen iletişim ile kendimizi otantik olarak ifade etmeyi öğreniyoruz.

Tahlil eden, yargılayan, eleştiren, emreden, cezalandıran, tehdit eden, karşılaştıran, ölçü koyan, tavsiye veren, hata bulan ego bilincinin kuracağı iletişim yerine, kendimizi gönülden,

1- Gözlem,

2- Duygu

3- İhtiyaç,

4- İstek/ Rica

Sıralamasına göre ifade ediyoruz.

Bur kurs 6 hafta süre ile, haftada bir gün, 2 saat ve 6 hafta ve Online sunulur.

Şu düşünceler arasında size de tanıdık gelenler var mı? Ve bu gibi düşünceler neşenizi kaçırıyor mu?

“Çok şişmanım”, “yaşlanıyorum”, “çok zayıfım”, “boyum çok kısa”, “güzel değilim”, “yakışıklı değilim”, “burnum çok büyük”, “keşke saçlarım kıvırcık olsaydı o zaman daha mutlu olurdum”, “kırışıklarım var”, “çirkinim”, “yaşlandığım zaman çekici olmayacağım” “yüzümdeki sivilcelerden nefret ediyorum”, “tenim çok açık/koyu” “çirkin bacaklarım var”, “dişlerim çok çirkin”, “o kız güzel; ben değilim.”

Bedenlerimizle alakalı olarak olumsuz düşüncelere takılıp kaldığımız zaman bu durum kendimize olan inancımızı ve güvenimizi gerçekten de alaşağı edebilir. İnsanın kendisiyle ilgili fikirleri, yine kendisine verdiği değer ve etrafından gördüğü değerler ile doğrudan alakalıdır. Bu önemlidir çünkü insanın kendisiyle ilgili olumlu düşünceleri olması aynı zamanda o kimsenin zihinsel sağlığı, mutluluk, neşe ve başarısını, ilişkilerini ve davranışlarını da doğrudan etkiler.

Fiziksel bedenimizi nasıl görüyoruz? Bedensel imajımızı oluşturan sadece kendimizi çekici hissedip etmememiz değil aynı zamanda başkalarının da bizim görüntümüzden hoşlanıp hoşlanmadığıdır.

Kimileri kendilerini iyi hissedebilmek için görünüşlerini değiştirmek gerektiğini düşünür. Aslında yapılması gereken kendi bedeninize bakışınızı ve kendinize dair düşüncelerinizi değiştirmektir.

Byron Katie’nin Çalışma’sıyla bedenlerimizle ilgili olumsuz düşüncelerimizi ortaya çıkartarak bu düşüncelerimizi sorgulayacağız

Tek bir gerçek var ve bizim o gerçek üzerine yazdığımız hikayeler. Hikayelerimiz bizi mutlu veya mutsuz, başarılı veya başarısız, iyi ya da kötü olarak tanımlarken; gerçek tüm çıplaklığıyla yalınlığı, birliği ve bütünü gösterir.

Hikayelerimizden arındığımızda içinde bulunduğumuz hal, öz halimizdir. Bu halimizle tanışmak ve kucaklaşmak için bizi kendimiz olmaktan uzaklaştıran stresli düşüncelerimizi sorguluyoruz, hem de en şefkatli yoldan. Azarlamadan, suçluluk duymadan, reddetmeden. Kendinizi sevmeyi özlediyseniz veya hatırlamak istiyorsanız, şefkatle kucaklaşmak için bekleniyorsunuz.

Eğitimimiz 6 haftalık online atölye çalışması şeklinde yapılır.

Eğitim kısaca aşağıdaki konuları kapsamaktadır:

  • Mevcut durumumuz bir sorun değildir, çünkü olan neyse odur.
  • Sorun olan şey, duruma dair düşüncelerimize güvenmektir.
  • Sık sık düşündüğümüz şeyin gerçek olduğuna inanırız ve çoğunlukla da yanılırız.
  • Gerçek aşkı hak etmediğimizi veya asla forma giremeyeceğimizi düşünüyor olabiliriz.
  • Bu düşünceleri bize gerçek görünecek kadar çok tekrar ederiz ve bu gibi düşünceler bizi çoğunlukla depresyon ve anksiyeteye götürür.
  • Düşüncelerinizi kabul etmeden önce, onları sorgulamaya davet ediyoruz sizi.
  • Bende bir sorun var.
  • Sorunun sende olduğuna emin misin?
  • Bu hikâye olmadan nasıl yaşardın?
  • Kilo, boy, sağlık, hastalık, yaş, doğurganlık, cinsellik, cinsiyet, fiziksel durum
  • Hikayelerimiz ağırlık yapar
  • Hafiflemek için davetlisiniz
  • Kendimden ve halimden şikâyetim var.

Yargıla, kâğıda yaz, dört soru sor, tersine çevir.

Hikayelerinden özgürleşen bedeninle tanış.

Hiç “şefkatli dinleme” ifadesini duydunuz mu?

Şefkatli dinleme hem bir sanat hem de beceri ve geliştirmeye değer bir şeydir.

Zihnimiz yerine kalbimizle dinlemeye başladığımızda, tüm dünyamız değişir ve dünyamız daha sevecen ve şefkatli olur.

Şefkatli dinleme anda kalmamızı ve tüm dikkatimizi gerektiren derin ve dikkatli bir dinlemedir. Bize söylenenlere gerçekten dikkat etmemizi gerektirir.

Bu kursta:

  • Konuşmacıya odaklanmayı ve konuşmada gerçekten mevcut kalmayı öğrenecek ve pratik yapacağız.
  • Kendinizi ve kendi düşüncelerinizi bir kenara bırakmayı ve konuşmacının size söylediklerini gerçekten dinleme yeteneğinizi geliştireceksiniz.
  • Kalbimizden gelen merhametle dinlediğimizde, dikkatimizi kendimizin dışına çıkarmanın ve bir başkasına odaklanmanın yollarını bulacağız. 
  • Dinleyicimizin düşüncelerine, duygularına ve durumlarına odaklanacak ve dünyaya onların gözlerinden, kalplerinden ve zihninden bakmayı deneyimleyeceğiz.
  • Açık bir zihin ile ve kalpten dinlemeyi deneyimleyeceksiniz.
  • Anda kalacak ve Özünüze bağlı olarak konuşmacı için mevcut olmanın ne olduğunu deneyimleyeceksiniz. 

İyi bir dinleyici olmak, birileri sizinle konuşurken tam olarak mevcut olabilmek ve yargılamadan aktif bir dinleyici olmak demektir

Açık bir zihinle dinlemek konuşmacıya saygılı olmamızı ve diğer kişiyi ve kendimizi daha iyi anlamamızı sağlıyor. İyi bir dinleyici olmak kolaydır. Sadece kalbinizle dinleyin ve anda kalın.

Bu kurs bir insanın kendisine verebileceği en büyük hediye, Özgüven hakkındadır.  Öz güveni olmayan, kendini sevmeyen ve değer vermeyen biz insanların, özlerimizden uzaklaştığımızda, bağımlılıklara, kendimizi iyi hissetmek için dışarıdan beslenmeye yöneldiğimizi ve bunun sonucun da mutsuz ve tatminsiz olduğumuzu deneyimledik ve gözlemledik.

Yüksek özgüvene sahip olmanın en temel koşulu kendimizi koşulsuz kabul edip, koşulsuz sevmek ve saymaktır.

Bu kursta bizi Özümüzden uzaklaştıran, kendimizi sevip, saymaya   engel olan düşüncelerimizi farkına varıp, yakalayacak ve sorgulayacağız. Özgüven sahibi olmamızı engelleyen, kendimize iyi bakmamızı, istediğimiz hayatı yaşamamızı, kendimize ve başkalarına şefkatli ve anlayışlı olmamızı engelleyen düşünceler hangi düşüncelerdir? Bizleri acımasız biri yapan, yargılayan, affetmeyen, suçlayan, kin tutan, intikam isteyen, kıskanan, saldırgan yapan düşüncelerin ötesindeki gerçek ÖZ ile karşılaşacak ve ÖZ ‘den gelmeyi deneyimleyerek, ÖZGÜVEN olacağız.  Biz Özgüven sahibi değil, zaten özümüzde her zaman var olan Özgüveniz.

Bu kurs 6 haftalık, haftada 2 saatlik seanslar ile ONLINE verilmektedir.

Yaşam şimdiki anda yaşanır.

Farkındalık, şimdiki An’a odaklanıp, anın içinde olan, duygu, düşünce ve eylemi yargılamadan izlemek, kabul etmek ve farkında olmaktır. Zihin geçmişe veya geleceğe gitmeye ve şimdiki An’ı farkında olmadan atlamaya alışmıştır. Andan uzaklaşıp, zihnimizin içince farkında olamadan yaptığımız bu seyahatler, bizleri düşüncelerimizin ve duygularımızın esiri haline getirir. Özgürlük ancak anda kalarak ve farkında olmak ile mümkündür. Düşüncelerimiz biz istemesek bile zihnimizde dolanır. Biz kendimizi düşüncelerimiz sanırız. Halbuki biz düşünce değilizdir, düşüncelerimiz vardır. Düşünceler biz onları farkına varmazsak bizi yönetmeye başlarlar. Yargısız bir şekilde şimdiki an’a odaklanırsak, o anda ne düşündüğümüzü farkına varıp, inanıp inanmama konusunda bilinçli oluruz. Geçmiş bitmiştir, gelecek ise gelmemiştir. Tek gerçek olan şimdiki andır ve yaşam anda yaşanır.

Bu kursta bilinçli farkındalık nedir ve nasıl geliştirilir konusunda alıştırmalar yapacağız. Şimdiki anda kalarak, özümüzün gözü ile o anda olanı izlemeyi deneyimleyeceğiz.

Farkındalıkta, düşünce ve duygular reddedilmez, yargılanmaz, bastırılmaz veya onlardan kurtulmaya çalışılmaz. Sadece o anda olan ne ise kabul edilir ve sevgi ile izlenir. O anda düşünen, yargılayan, eleştiren, etiketleyen, karşılaştıran, açıklayan zihinde değil, özümüzdeyizdir. Öz sadece olana tanıt olur. Yargılayan zihni yargılamadan izler.

Farkındalık düşünce ve duygularımız ile olan bağı gevşetir.

Sizleri etrafınızdaki olaylara ve günlük olaylara, geçmişten edindiğiniz deneyimlerinizin ötesinde tepki vermeyi geride bırakıp, şimdiki anda kalmaya ve özünüzün gözü ile yaşama tanık olmaya davet ediyoruz.

Farkındalık meditasyonu uyanık bir zihin ile FARKINDALIKTA OTURMAKTIR. Sizi özünüze götüren konsantrasyon ve odaklanma yöntemidir. Meditasyon sırasında doğal nefes, düşünce, duygular ve o anda deneyimlenen her ne ise, bunun farkında olunur. Düşünceler aynen o anda gökyüzüne gelen bulutlar gibi izlenir. Farkında olan insan, o anda deneyimlediği duygu, düşünce, nefes, vücut hissi, ses, koku gibi beş duyu ile algılayacağı şeylere tanık olandır. Aynı zamanda düşüncelerini izler ve o anda hangi düşünce geldi ve andan uzaklaştı, bunun farkına varır ve tekrar An’a döner. Geçmiş ve geleceğe giden zihni yargılamadan gözler.

Farkındalık için bir çaba harcamaya gerek yoktur. O zaten her zaman oradadır. Andan uzaklaşan ve hikayeleri ile geçmiş veya geleceğe giden zihin içinde olan insan, anda olan farkındalığa açık değildir.

Farkındalık meditasyonu, düşünmeyi durdurmak ile değil, içinizde olan şeyleri fark etmek ile ilgilidir.

Düşüncelerin geldiğini kabul edip, onları izleyip, el sallamak ve gidişlerine tanık olmaktır farkındalık meditasyonu.

Bu kurs sırasında düşünceler ile aramıza mesafe koymayı, An’a odaklanıp, anda deneyimlediğimiz, vücut hissi, duygu, düşünce ve hikayelerimizi fark edip, bunların ötesinde kim olduğumuzu deneyimleyeceğiz.

Bu kurs 6 hafta, 2 saat ve online verilir.

Ailede huzur sandığınız kadar uzakta değil. Dilediğiniz ilişkilere sahip olmak ve istediğiniz ebeveyn olmak mümkün. Çoğumuz çocuklarımızın iyi yetişip, sorumlu, mutlu ve başarılı yetişkinler olmalarını arzu eder, mükemmel çocuklar yetiştirmeyi kendimize amaç ve görev ediniriz. Bazılarımız da çocuklarımızın iyiliği için kendimizi feda etmekten çekinmeyiz. Tüm dikkatlerimizi onlara vermemiz gerektiğini ve daima onların yanında olmamız gerektiğini zannederiz. Kendimizi feda ettikçe de ağır bir yükün altında ezilmiş, öfkeli ve yetersiz olabiliriz. Çocuklarımıza ve onları biçimlendirme rollerine fazlası ile odaklandığımız zaman hem kendi işimizden uzaklaşır, aynı zamanda da çocuklarımızın işine ve sınırlarına girmiş oluruz.

Gerçekte olan, çocuğunuzun nasıl biri olacağının kontrolünün sizde olmayışıdır.

Bu kursun amacı sizlere mükemmel anne baba olmayı öğretmek değil. Amacımız, sizin başa çıkmanız gereken şartlar ne olursa olsun sizi ve çocuklarınızı destekleyen bir aile yaratmak.

Bu kursta Byron Katie’nin THE WORK metodu ile 4 Soru ve Çevirmeleri kullanarak:

  • Çocuklarınız ile olan konularda acı ve endişe veren düşüncelerinizi sorgulayarak, dönüştürmeyi ve kendi hakikatinizi bulmayı öğreneceksiniz.
  • Ayrıca, “3 Çeşit İşi”, (Benim, Onların, Evrenin veya Tanrının işi) öğrenecek ve yaşamınıza geçireceksiniz.
  • Ebeveynlik rolünüzde kendi işinizde kalarak, çocuklarınızın uydusu olmayı bırakıp, çocuklarınızı hayatınızın merkezi yapmadan yaşamayı öğreneceksiniz.
  • The Work ile ebeveyn olarak çocuklarınız için duyduğunuz endişe ve korkularınızın altındaki düşüncelerin farkına varıp, sorgulayıp, dönüştürmeyi deneyimleyeceksiniz.

Çocuklarınız için yapabileceğiniz en harika şey kendinize odaklanmayı öğrenip, farkındalığınızı geliştirmek ve korku ve kaygılı düşüncelerinizi sorgulamak olacaktır.

Çocuklarımız ile sağlıklı ilişkiler kurmamız ve devrim yaratacak bir bakış açısına açılmamız mümkün. 

Stres, korku, kaygı yüklü bir zihin tarafından yönetilmek ve bu korkuları çocuklarımıza geçirmek yerine, zihninizin efendisi siz olabilirsiniz. İpler sizin elinizde.

Çocuklarınız için Eğitim, Sağlık, Öz Güven, Beslenme, Ev Ödevleri, TV, Bilgisayar, Hijyen, Disiplin, Sınav, Basari, Spor, Okul, Sosyalleşme, Arkadaş Seçimi, Rekabet, Terbiye ve diğer konularda endişe, gelecek korkusu, kaygı, korku, çaresizlik, şüphe gibi olumsuz duyguları deneyimliyorsanız, Ebeveyn olarak kendinizi yetersiz görüyor ve daha iyi olmanız gerektiğine inanıp, suçluluk duyuyorsanız, Çocuğunuzu hayatınızın merkezi yapıp, onun sorumluluğunu üstlenip, çocuğunuzun hayatını yaşıyorsanız STRESLİ BİR YAŞANTINIZ OLABİLİR.

Bu kursumuzda Byron Katie’nin The Work denilen muhteşem tekniği 4 soru ve çevirmeleri kullanarak, ebeveyn rolümüzde bizi üzen, endişelendiren, strese neden olan düşüncelerimizi yakalayıp sorguluyor ve dönüştürüyoruz.

Altı haftalık bu atölye Çalışma’mız olumsuz, korku ve endişe yüklü düşüncelerin ötesinde nasıl bir yaşam olduğunu deneyimlememiz için.

“Ben bir hatayım”, “işe yaramazım”, “bir şeyi de doğru yapamıyorum”, “olmuyor”, “yeterince iyi değilim”, “değersizim”, “diğerleri kadar iyi değilim”, “işe yaramazım”, “başarısızım ben”, “ben bir hiçim”, “sevilmeye değer biri değilim”, “özel biri değilim”, “kimse beni umursamıyor”, “yeterince ilgi çekici değilim”, “hep yanlış yapıyorum”, “anlayamıyorum”, “yanlış yerdeyim ben“, “güvende değilim”, “çaresizim”, “korkuyorum”, “dünya tehlikelerle dolu”, “ait olamıyorum”, “istemiyorlar beni”, “hiç kimseyim”, “önemsizim ben”, “her şey benim kabahatim”, “mükemmel değilim”, “aptalım”, “suçluyum”, “kötüyüm”, “ben deliyim?” “Zihinsel bir problemim var”, “kontrolden çıkmışım”, “bir başarısızlık abidesiyim”, “sevilmeyi hak etmiyorum”, “ters bir şeyler var bende”, “başaramayacağım”, “bunu beceremem”, “mağdurum”, “küçük ve önemsizim”, “çaresizim”, “hiç gücüm yok”, “ben her zaman ikinci sıradayım”, “kendim için kendi ayaklarım üzerinde duramıyorum”, “hayır demekten acizim.”

Olumsuz çekirdek inançlar kendimizle ilgili düşünce ve duygularımızı etkileyen inanışlarımızdır. Kendimize, başka insanlara, dünyaya ve geleceğe dair uzun soluklu ve uzunca bir zamandır varlıklarını sürdürmekte olan inanışlardır bunlar. Kişisel inanç mekanizmalarımız çocukluk dönemlerinde ve hayatımız boyunca başımızdan gelip geçen önemli olaylar sırasında şekillenir. Önemli olan, hayatımızın her alanının doğduğumuz andan itibaren işe koyulan bu inanışlar doğrultusunda şekillendiğidir. Bizim için iyi mi kötü mü olduğuna bakmadan hayatımıza işte bu inançlar doğrultusunda yön veririz.

Eğer ki:

  • Olumsuz temel inançlarınızı bulup ortaya çıkartmak ve bunlar içinden başınıza sorun açanları tespit etmek istiyorsanız.
  • Bu inançlarınızı dört temel soru ışığında ele alıp olumluya çevirmek istiyorsanız.
  • Bu hislerden kendi kendinize kurtulmak istiyorsanız.

Çalışma ile olumsuz düşünceler hayatımızı ve bizleri nasıl ele geçiriyormuş keşfedin.

Yıllardır hem kendiniz hem de başkalarıyla ilgili olarak sarılmış olduğunuz inançlarınız doğru mu yanlış mı gelin birlikte bulalım. Gelin ve görün bu inanışlara sıkı sıkıya sarılmamış olsaydınız nasıl bir insan olurdunuz?

Byron Katie’nin Çalışma’sıyla çekirdek inançlarımızı tespit ederek onları anlamaya çalışacağız.

  • İhtiyacınız olan kimin sevgisi ve kimin onayı?
  • İnsanların hakkınızda ne düşündükleriyle ilgili endişe duyuyor musunuz?
  • Bir insanın başına gelebilecek en kötü şeyin reddedilmek olduğunu düşünüyor musunuz?
  • Sorunları çözmektense onlardan kaçmayı tercih eder misiniz?
  • Ayıplanmamak için gereksiz önlemler aldığınız olur mu?
  • Başka insanlarla anlaşmazlık içine düştüğünüz zamanlarda kızar mısınız?
  • ‘İnsanları nasıl etkileyebilirim?’ diye düşünmeye daha fazla zaman harcar mısınız?
  • Arkadaşlarınızın baskıları karşısında doğru bildiğinizi müdafaa etmektense baskıya boyun eğer misiniz?
  • Eleştiriler karşısında söz konusu eleştirilere takılır kalır ve bu şekilde aşırı sayılabilecek bir tepki gösterir misiniz?
  • Başkaları için hep onların hoşuna gidecek bir şeyler yapmak gibi bir takıntınız var mıdır?
  • Kimseyi kızdırmamak istemeniz yüzünden yapıcı eleştiriler de olsa insanları eleştirmekte zorlanır mısınız?
  • İnsanlar tarafından sevilen, onaylanan ve insanlarla dost olan kimseler ‘iyi insanlardır’ diye mi düşünürsünüz?
  • İnsanların çeşitli talepleri veya ihtiyaçları karşısında ‘hayır’ dediğiniz zaman kendinizi suçlu hisseder misiniz?
  • İyi bir insan olabilmek için tüm zamanınızı daima çevrenizdekilere vakfetmeniz gerektiğini düşünür müsünüz?

“Düşüncelerinizle aranızdaki ilişki olabilecek en içten ilişkidir. Evet, düşüncelerinizle kurduğunuz ilişki hayatınızın geri kalan her karesini etkiler. Eğer strese neden olan düşüncelerinize inanmayı seçerseniz hayatınız da stres dolu bir hayat olur. Ama düşüncelerinizi sorguladığınız zaman içindeki bütün insanlarla birlikte bütün hayatınızı sevmeye başlarsınız.” – Byron Katie

Bu atölye Çalışma’sında bizi etrafımızdaki diğer insanların sevgisi ve onayını almaya iten düşüncelerimizi bulup ortaya çıkartmaya çalışacağız. Bu düşüncelerin hangileri olduğunu bir kere fark edebilir ve onları sorgulayabilirsek, hele bir de diğer taraftan görebilirsek bu düşünceleri, işte o zaman kendimize yeni bir başlangıç yapabilir ve yeni bir varoluş biçimi deneyimleriz.

Düşünme tarzınızı sorgulayın ve hayatınız değişsin.

Gün içerisinde pek çok kez geçer aklımızdan stres yüklü düşünceler. Korku, öfke, stres ve depresyon yüklüdür bu düşünceler. Peki ya hiç bu gibi düşüncelerle uğraşmak zorunda olmasaydınız hayatınız ne kadar farklı olurdu hiç düşündünüz mü?

Byron Katie’nin Çalışma’sı zihni arındıran bir süreçtir. Tüm stresimiz ve çektiğimiz tüm acıların kaynağı olan düşüncelerimizi tespit ederek bu olumsuz düşünceleri sorgulamamızı sağlar.

Bu Atölye çalışması sizleri çektiğiniz acıların kaynağını bulmaya davet ediyor. Huzur ve özgürlükten alıkoyan düşünceleri sorgulamaya çağırıyor bizi. Kendi kendinizi sizin için yazılmış olan bu senaryodan çıkartma davetidir bu; içinizde huzur ve neşeyi bulmaya açılan kapıdır.


Açık fikirli olan herkes yapabilir Çalışmayı. Basit, radikal ve insanın hayatını değiştiren bir çalışmadır bu. Gelin ve beraber deneyimleyelim Çalışma’nın gücünü.

 Bu Atölye Çalışması size neler katacak?

Çalışma’yı tanıyacak ve Çalışma’yı nasıl yürüteceğinizi keşfedeceksiniz.

Huzur ve özgürlüğe erişmek için alışkanlık halini almış zararlı düşünce kalıplarınızla yüzleşebileceğiniz pratik çalışmalar yapacaksınız

Sağlık, ilişkiler, iş, anne-baba olmak, yaşlanma, aile, bedensel konular, para, toplumsal ve çevresel şartlar, kültürel farklılıklar ve dünya gibi konuları derinlemesine inceleyebileceksiniz

Strese neden olan düşüncelerinize inanmamayı tercih ettiğiniz zaman içinizdeki huzur ve neşeyi keşfedeceksiniz.  

İşinizi kaybetmekten, parasız kalmaktan, sınavda başarısız olmaktan, yaşlanmaktan, ölmekten, hastalıktan, sevilmemekten, sevmekten, ilgi görmemekten, yalnızlıktan, ihtiyaçlarınızı karşılayamamaktan, ev sahibinin kirayı artırmasından, asansöre binmekten, kapalı yerlerden, yüksekten, ret edilmekten, kaza yapmaktan, iflas etmekten, başarısız olmaktan, boşanmaktan, evlenmekten, arkadaşlık kurmaktan, toplum önünde konuşmaktan, başkalarına muhtaç olmaktan, hayır demekten, insanlardan ve daha pek çok şeylerden…

KORKUYOR MUSUNUZ?

“Yetersizim’, “sevilmiyorum”, “beni terk edecek”, “istenmiyorum “, “yaşlanıyorum”, “bir gün gelecek bende öleceğim”, “parasız kalırsam ben ne yaparım”, “ya gene panik atak geçirirsem”, “beni bırakırsa yaşayamam”, “başarılı olmalıyım”, “kendimi göstermem, ispat etmem lazım”, “insanlar beni sevmeli”, “takdir etmeli’, “hastalanıyorum”, “para kazanmam lazım”.

Bu gibi düşüncelere inandığımız zaman, hayatımızı karartıp, endişe ve korku çekmemize neden olurlar. Korkularımızla yüzleşmek içsel güç ve cesaret gerektirir. Korkularımızın bizi kontrol etmesine veya engellemesine izin vermemiz ise azap çekmemize ve depresyona girmememize neden olur.

Korkularınızın üstesinden gelmeye ve bunların etkisinden özgür olmaya hazır mısınız? Byron Katie’nin mucizevi yöntemi Çalışma ile 4 soru ve tersine çevirmeleri uygulayarak, korkulu düşüncelerimizi yakalayıp, sorgulayalım ve korkularımızın ötesindeki huzurlu, özgür yaşamın tadına varalım.

Bu Atölye Çalışma’sında korkularımıza neden olan düşüncelerimizi yakalayıp, sorguluyor ve korkulu düşüncelerimize inanmadığımız zaman nasıl bir dünyanın bizi beklediğini deneyimliyoruz.

Başarısız olmaktan, hata yapmaktan, başkaları tarafından onay alamamaktan korkuyor musunuz?

  • Yapmalılar, yapmamalılar gibi, “Me’li – ma’lı düşünceleriniz var mı?
  • Sürekli olarak denetleme ve onay alma, aşırı planlama, düzenleme, sıralama ihtiyacı duyuyor musunuz?
  • Karar vermekte zorlanır mısınız?
  • Başkalarını eleştirir ve değiştirmeye çalışır mısınız?
  • İşlerinizi, yapacaklarınızı erteleme veya kaçınma eğiliminiz var mı?
  • Eleştiri almakta zorlanıyor musunuz?
  • “Ya hep ya hiç” şeklindeki eleştirel düşünce tarzına mı sahipsiniz?

Bu Atölye Çalışmamızda bizde strese neden olan mükemmeliyetçilikle ilgili düşüncelerimizi farkına varıyor, sorguluyor, dönüştürüyor ve gerçekleri buluyoruz.

  • Beraber olduğunuz insanda yanlış bir şey olduğunu görüyorsanız,
  • Kendinize verebileceğiniz sevgi, onay veya şefkati başkasından bekliyorsanız,
  • Eşiniz veya sevgiliniz sizin istediğinizi vermediği veya yapmadığı zaman sevgiden uzaklaşıyorsanız,
  • Mutsuzluğunuzdan ve ızdırabınızdan eşinizi veya sevgilinizi sorumlu tutuyorsanız, sizin mutlu olabilmeniz için onların değişmesine ihtiyaç duyuyorsanız,
  • Yalnızım, yalnız kalmamam lazım, ilişkim yok, ilişki içinde olmam lazım gibi düşüncelere inanıyor ve eksik hissediyorsanız,
  • Evlenmem lazım, evlenmekten korkuyorum, kendimi adayamam diyorsanız,
  • Kafama göre kimse yok ve olmuyor diye inanıyorsanız,
  • Eşinizin ne yapması gerektiğini biliyor ve tavsiye vermek ihtiyacı içinde iseniz,
  • Eşinizi sizi tamamlayan biri olarak görüyor ve onsuz yapamayacağınıza inanıyorsanız,
  • Romantik ilişkiye ihtiyacım var, aşk arıyorum, aşkımı arıyorum diyorsanız,
  • Ben sevilmeye laik değilim, kimse beni istemez düşüncesine takıldı iseniz,
  • Erkekler ya da kadınlar acımasız, beni anlamıyorlar gibi inançlarınız var ise,
  • Sempatik olarak, flört ederek veya bir şeyler vererek karşınızdaki insanı etkileyip onun sizden etkilenmesini kontrol etmeye çalışıyorsanız,

Kısacası hayatınızın aşkı ile tanışmak için aynaya bakmaya hazırsanız ve deneyimleyebileceğin en anlamlı ilişkinin kendin ile olan ilişki olduğunu görmeye açıksanız, ROMANTİK İLİŞKİLER kursumuz SİZİN için.  Bu 6 hafta olan Atölye Çalışmamızda bizde strese neden olan romantik ilişkilerimizle ilgili düşüncelerimizi farkına varıyor, sorguluyor, dönüştürüyor ve gerçekleri buluyoruz.

  • Siz zannettiğiniz kişi değilsiniz. Kimliğinizin ötesinde muhteşem birisiniz.

    Kaç kişi gerçekten kim olduğunun bilincinde ve bu soruya cevap verebiliyor?

    Kendinize karşı dürüst müsünüz?

    Özünüze bağlı mısınız? Yoksa sahte bir kimliğin içinde ve olmadığınız bir insanının yaşamını mı yaşıyorsunuz?

    Ben doktorum, ben öğretmenim, ben yetersizim, ben zayıfım, ben başarısızım, ben ait değilim, ben zenginim, güzelim, çirkinim, mühendisim, erkeğim, kadınım, fakirim, sevilmiyorum.

    Tüm bunlar doğru mu? Sizi tanımlamaya ve kim olduğunuzu anlatmaya yeter mi?

    Kendimizin kim olduğunu gerçekten bilmek, sahip olabileceğimiz en önemli beceridir.

    Kendinizi gerçekten tanıdığınızda özünüze bağlı bir yaşam deneyimleyeceksiniz.

    • Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğü kimin işi?
    • Sevgi ve onay ihtiyacınızı yaratan düşünceler neler?
    • Hangi düşüncelere inanıyor ve kendinizi sahte bir kimliğin içine hapsediyorsunuz?
    • Siz gerçekten kimsiniz? Geçmişten getirdiğiniz inanç ve kalıplar ile zihninizde yarattığınız sahte kişilik misiniz? Yoksa tüm hikayelerinizin ötesinde var olan yüce varlık mısınız?

    Sizleri 6 hafta sürecek kendini keşfetme yolculuğunda beraber olmaya ve Byron Katie’nin The Work metodu ile bizleri özümüzden, gerçek varlığımızdan uzaklaştıran inançlarımızı sorgulamaya ve içimizdeki muhteşem devi çıkartmaya davet ediyoruz.

  • Dış dünya ile olan ilişkiniz nasıl? Sınırlarınızı farkında mısınız?

    Sınırlarımızı belirlemek ve korumak kendi duygu ve fikirlerimiz ile başkalarının duygu ve fikirlerini ayrı tutabilmektir. Sınırları belirsiz bir hayat deneyimleyen kişi başkalarına hayır demekte zorlanır.  insanları sürekli memnun etme ihtiyacı içindedir. Başkalarının ne düşündüğü ile aşırı ilgilenir. Bu durumda insanı tüketir ve mutsuz eder Bu yüzden herkesin sağlıklı sınırlar koymaya ihtiyacı vardır.

    • Evet demek yerine hayır demek veya bunun tersi,
    • Hayır dediğinizde kendinizi suçlu gibi hissetmeniz,
    • Başkalarının memnun etmek adına kendinizi mutsuz etmeniz,
    • Kendi değerlerimizi ve ihtiyaçlarımızı ikinci plana atmak,
    • Söylemek istediklerimizi söyleyememek ve ifade etmekten korkmak,
    • Kabul, onay ve sevgi görebilmek için taviz vermek veya iyi görünmeye çalışmak,
    • Bize kötü davranan birine tahammül etmek,
    • İstemediğimiz halde vücudumuza dokunulmasına izin vermek,
    • Aşırı verici olmak
    • Başkasının işine girmek ve gereksiz sorumluluklar almak,
    • İstenmediği halde yardım etmek, akıl ve tavsiye vermek,

    Yukarıda yazılan durumlardan bir veya birkaçının yaşıyorsanız aslında başkası sizin sınırlarınızı değil, siz kendi sınırlarınızı ihlal ediyorsunuzdur. Buda kendinize yapacağınız bir ihanettir çünkü sahte kimliğinize girerek özünüzden uzaklaşmış olarak yaşarsınız.

    Bu kursta sağlıklı sınırlar nedir ve nasıl oluşturulur? Konusunda teorik bilgi almanın yanında pratik olarak sağlıklı sınırların nasıl oluşturulacağını ve korunacağını deneyimleyeceksiniz. Byron Katie’nin The Work metodunu kullanarak hangi düşüncelerin bizleri özümüzden uzaklaştırdığını ve sınırlarımızı ihlal etmeye neden olduğunu keşfedecek ve tekrar özümüze dönmeyi deneyimleyeceğiz.